Psikoterapi dendiğinde birçok kişinin aklında bir divana uzanıp, çocukluğunuzu anlattığınız ya da terapistin size akıl verdiği bir resim canlanmaktadır. Peki gerçekte psikoterapi nedir, ne değildir?
Psikoterapi, gerekli eğitimleri almış bir uzman eşliğinde duygularınızı, düşüncelerinizi, kendiniz ve diğerleriyle ilgili inançlarınızı, kişisel yaşantılarınızı güvenli bir biçimde keşfetme sürecidir. Bir profesyonel ile yapılan konuşma tedavisidir.
Psikoterapi size, yaşadığınız zorluklar ya da sıkıntılarla ilgili içgörü kazandırmayı, düşünce ve davranışlarınızda değişiklikler meydana getirmek için motivazsyonunuzu arttırmayı ve bu değişiklikler için uygun yollar bulmanıza yardımcı olmayı amaçlar.
Psikoterapiyi arkadaş ile dertleşmekten ayıran özellikler nelerdir?
Terapist ile danışan arasındaki ilişki, profesyonel, danışan odaklı, etik kurallara bağılı ve tedavi edici bir ilişkidir. Terapist, sizi eleştirmez, yorum yapmaz, öğüt vermez. Sizin kendi özelliklerinizin farkına varmanıza yardımcı olur; hedeflenen değişimi gerçekleştirebilmeniz için işbirliği içinde çalışır, bilgi ve deneyimini kullanarak değişimi mümkün kılar. Yani sizi gideceğiniz yere doğrudan bırakmaz, bu yolculukta size eşlik eder.
Psikoterapi ne zaman gereklidir?
Depresyon, kaygı bozuklukları (obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk, fobiler...) gibi psikiyatrik sorunlarda, tüm dünya çeşitli psikoterapi yöntemlerini kullanmaktadır.
Ayrıca;
-
Devam eden, yoğun mutsuzluk, çaresizlik ve umutsuzluk duyguları yaşıyorsanız
-
Yaşadığınız duygusal zorluklar, kaygı ve korkularınız yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa
-
Davranışlarınız kendinize ya da diğerlerine zarar vermeye başladıysa (madde ya da aşırı alkol kullanımı varsa, agresif hale geldiyseniz...)
-
Yaşadığınız duygusal zorluklar nedeniyle aileniz ya da yakınlarınızla karşı karşıya kalıyorsanız
-
İş performansınızla ilgili kaygınız varsa
psikoterapi için başvurmanız önerilir.
Psikoterapi Kimler Tarafından Uygulanır?
Psikoterapi eğitimi almış psikiyatrist ya da bu alanda çalışan psikologlar tarafından uygulanabilir. Günümüzde psikoterapi dendiğinde farklı meslek gruplarından ya da uygulamalardan da bahsedilmektedir (Yaşam koçluğu, danışmanlık...). Fakat psikoterapist (klinik psikolog ya da psikiyatrist) uzun ve derinlemesine bir eğitim sürecinden geçtiği için danışanlarına ya da hastalarına daha geniş yelpazede ve daha derin çalışmalar yapabilmektedir. Psikoterapi bu noktada “danışmanlık”tan ayrılmaktadır.
Sizi Neler Bekliyor?
İlk seansta, terapist sizi tanımaya ve geliş nedenizi anlamaya çalışır. Çeşitli sorular sorarak ve testler kullanarak sizinle ilgili bilgi edinir. Bu bilgiler ışığında bir tedavi planı oluşturur.
Her birey birbirinden farklı olduğu için sonraki seansların içeriği de kişiye göre değişecektir. Psikoterapistiniz duygularınızı, deneyimlerinizi paylaşmanız ve keşfetmeniz için sizi teşvik edecektir. Uzmanın eğitimine ve bağlı olduğu kurama göre uyguladığı teknikler de farklılık gösterecektir.
Psikoterapi ne kadar sürer?
Terapiye başlarken getirdiğiniz sorunlara, kullanılan terapi yöntemine göre görüşme süresi ve sıklığı değişecektir. İlk görüşmede size özel bir tedavi programı belirlenecektir.
Sık Kullanılan Psikoterapi Yöntemleri Nelerdir?
Bilişsel Davranışçı Terapi:Sağlıksız ve olumsuz düşüncelerimizin duygu ve davranışlarımıza olan etkilerine odaklanır. Sistemli bir şekilde bu düşünceleri gözden geçirip yerlerine sağlıklı ve olumlu olanları koymayı hedefler. Kendine güven, atılganlık gibi beceri kazandırmaya yönelik çalışmalar da yapılır. Uygulamalar sırasında nefes egzersizleri ve duygu tekniklerinden yararlanılır. Danışanın ve terapistin aktif olduğu bu yöntemde ev ödevleri önemli yer tutar. Problem odaklı ve kısa süreli bir yaklaşımdır.
İnsan davranışı ve duygulanımını inceleyen psikolojik modellerden yararlanılarak geliştirilmiştir. Bilimsel bir zemin üzerine kurulu olup birçok psikiyatrik bozukluk ve geniş bir sorun alanında etkili olduğu kanıtlanmış bir tedavi yaklaşımıdır.
Davranış tedavileri, genel bir tanımla öğrenme ilkelerinin davranış bozukluklarının analiz ve tedavilerine sistematik bir biçimde uygulanışı olarak tanımlanabilir. Davranış tedavileri doğrudan uyumsuz davranışlar üzerine odaklanır. Davranışçı tedavide bireye tedavinin mantığı aktarılıp, kaygı verici durumlarla karşılaştığında kaçmak yerine, kaygıyla başa çıkmak konusunda ne tür yöntemler uygulayabileceği aktarılır.
Bilişsel teoriye göreyse çocukluk çağındaki deneyimler öğrenme yoluyla bazı temel düşünce, sayıltı ve inanç sistemlerinin oluşmasına neden olur. Bu temel düşünce ve inançlar „şema“ olarak adlandırılır. Bu şemalar katı düşünce kalıpları olup, yaşamın daha ileri dönemlerinde bireylerin kendileri ve yaşadıkları dünyaya ilişkin algılarını biçimlendirmekte kullanılır. Psikiyatrik bozukluklar, bireyin bilinçli olarak farkında olmadığı bu olumsuz kalıpların içeriğindeki temel düşünceleri destekleyen bir yaşam olayının ardından gelişir.
Tedavide danışan kişi ile terapist çeşitli sorunları belirlemek ve anlamak için, iyileşmeyi hedef alan bir işbirliği içinde düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiler konusunda çalışırlar. Bu yaklaşım genellikle "şimdi ve burada" üzerine, yani o anda güncel olarak kişide sıkıntı yaratan sorunlar üzerine odaklanır. Çeşitli hastalıkların yaşamı kısıtlayan etkileri hastayla birlikte saptanır. Bireyin hastalığı nedeniyle yapamadığı çeşitli aktiviteler tedavideki hedefler olarak belirlenir ve tedavi sonunda hastalığın yaşam alanlarında oluşturduğu kısıtlanmalar ortadan kaldırılarak yaşam kalitesinin iyileştirilmesi amaçlanır. Bu tedavi yaklaşımında tedavi süresi oldukça kısadır.
Kişinin öz kaynaklarını kullanarak sıkıntı yaratan durumlarla başa çıkabilmesine yardımcı olacak becerileri kazandırmak asıl hedeftir. Terapist ve danışanın birlikte çalışarak saptadığı hedeflere ulaşmak ve “değişim” yaratabilmek için seanslar sırasında öğrenilenler seanslar arasında uygulamaya geçirilir. Seans içinde terapistten öğrenilen bilginin beceriye dönüştürülebilmesi için uygulamada “ev ödevleri” ya da egzersizlerden faydalanılır.
Özetle bilişsel davranışçı terapi sıkıntı yaratan belirtileri hedef alan, sıkıntıyı azaltmayı, düşünce biçimlerini yeniden gözden geçirmeyi ve sorun çözmede yardımcı olacak yeni stratejiler öğretmeyi amaçlayan etkililiğini araştırmalarla gösterilmiş bir psikoterapi türüdür.
Bilişsel davranışçı terapilerde terapist ve danışan birlikte danışanın sorunu hakkında ortak bir fikir edinerek sorunu birlikte anlamaya, mevcut sorunun danışanın düşünce, duygu ve davranışlarını ve gün içindeki işlevlerini nasıl etkilediğini belirlemeye çalışırlar.
Danışanın kişisel sorunlarının anlaşılmasını izleyerek terapist ve danışan bir sonraki aşamada tedavi hedefleri belirleyip bir tedavi planı oluştururlar. Terapinin amacı danışanın sorunlarını çözmekte halen kullandığı baş etme yöntemlerinden daha yararlı olabilecek yeni çözümler üretebilmesini sağlamaktır. Bunu izleyerek, danışanın terapi seansları içinde öğrendiklerini terapi seansları arasındaki süreç içinde de uygulaması istenir.
Pratik bir takım zorunlu durumlar bir yana bırakıldığında (belli bir süreyle terapiye gelebilme imkanı gibi) terapinin ne kadar süreceği terapistle danışan tarafından birlikte belirlenir. Genellikle 2-3 seanstan sonra ilk seanslarda ortaya konulan amaçlara ne kadar sürede ulaşılabileceği konusunda terapistin bir fikri oluşabilir. Bazı danışanlar için 6-10 görüşme gibi çok kısa bir süre yeterli olabilir. Daha uzun süreli çözüm gerektiren kişilik bozuklukları gibi durumlarda danışanlar aylarca hatta bir yılı geçen bir süre boyunca terapiye devam etmek durumunda kalabilirler. Danışanla başlangıçta, çok ağır bir kriz durumu söz konusu değilse haftada bir kez görüşülür. Kişi kendini daha iyi hissetmeye başlar başlamaz seansların aralığı açılmaya başlar önce 15 günde bir daha sonra üç haftada bire doğru görüşmeler kademeli olarak seyrekleştirilir. Bu henüz terapide iken öğrenilen becerilerin gündelik hayat içinde uygulanarak denenmesi şansını verir. Terapi sona erdikten 3, 6 ve 12 ay sonra birer güçlendirme seansı yapılır.
Bilişsel davranışçı terapi ile birlikte ilaç tedavisinin birlikte yürümesi daha iyi bir seçenektir. İlaç kullanılması gerektiğini düşündüğü durumda terapistiniz bu durumu size söyleyerek durumun avantajlarını ve dezavantajlarını sizinle tartışacaktır. Birçok durum hiç ilaç kullanmadan tedavi edilebileceği gibi sadece ilaç kullanımıyla geçen sorunlar söz konusu olabilir. Her iki tedavi türünün de etkili olduğu durumlarda tercih danışmaya gelen kişiye bağlıdır. Bazı durumlar genellikle iki tedavinin birlikte kullanımına daha iyi cevap verir.
Bilişsel davranışçı terapinin çocuk ve ergenlerde kullanımı da oldukça iyi sonuçlar vermiştir. Genellikle depresyon, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, enürezis noktürna, travma ve travma sonrası stres bozukluğuyla ilişkili semptomların tedavisinde kullanılır.
Bu terapi türünün etkililiğini gösteren bilimsel veriler mevcuttur. Bu veriler bilişsel davranışçı terapinin aşağıda sayılan sık görülen psikiyatrik bozuklukların tedavisinde etkili olduğunu göstermiş ve bilişsel davranışçı terapi bu bozuklukların tedavisini konu alan pek çok kılavuzda etkili bir tedavi yöntemi olarak yer almıştır:
- Anksiyete bozuklukları
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Panik bozukluk
- Hipokondriyazis
- Travma sonrası stres bozukluğu
- Yaygın anksiyete bozukluğu
- Depresyon
- Cinsel işlev bozuklukları
- Çift tedavileri ve aile terapileri
- Alkol ve madde kötüye kullanımı
- Yeme bozuklukları
- Somatoform bozukluklar
- Sosyal fobi
- Özgül fobiler
- Tik gibi çeşitli davranış problemleri
- Yeme bozuklukları
- Ayrıca KDT’nin aşağıda yer alan diğer durumlarda da tedaviye katkı sağladığı gösterilmiştir:
- Şizofreni
- İki uçlu bozukluk (Bipolar bozukluk)
- Öfke kontrolü
- Kişilik bozuklukları
- Ağrı kontrolü
- Çeşitli sağlık sorunlarına uyum sağlama
Gestalt Terapi:“Şimdi ve Burada” kavramına önem veren bu terapi yöntemi, danışanın duyguları, farkındalıkları, farkındalığı engelleyen blokları ve vücut diliyle çalışır. Farkındalıklar sayesinde değişimin olacağını savunur. Hareket odaklı olan bu yöntem bireysel ya da grup olarak uygulanabilir.
Psikanaliz ve Psikanalitik Psikoterapi:İnsan davranışlarının bilinç dışı süreçlerden etkilendiği, yaşanılan sorunların çocukluk yaşantılarından kaynaklandığını savunur. Serbest çağrışım, rüya analizi ve yorum gibi teknikler kullanılan bu yaklaşımda amaç danışanın içgörü kazanmasıdır. Terapi seansları sık ve oldukça uzun süreli derinlemesine çalışmalardır.
Aile ve Çift Terapisi:Aile bireylerinin ve çiftlerin birbileriyle etkileşimlerinin anlaşılmasına, bunlarla ilgili sorunların çözümüne ve sağlıklı iletişime geçilmesine odaklanmaktadır.
Oyun Terapisi:Çocuğun problemlerini anlamak, onun duygularını ve tutumlarını keşfetmek ve çocuğu bunlarla yüzleştirerek çözüm getirmesini sağlamak için geliştirilmiştir. Sıklıkla endişe, korku, takıntı, kendine güven sorunları, çekingenlik, dürtüsellik, saldırganlık, okula uyum sorunu, davranış problemleri, uyku, yemek ve tuvalet sorunlarının çözümünde kullanılmaktadır.
Psikodrama:Bireylere, dramatik canlandırmalar yoluyla, geçmiş ve güncel sorunlarını ve çatışmalarını ya da geleceğe dair beklenti, kaygı ve güçlüklerini ele alarak hazırlanma, başa çıkma becerilerini görme ve bunları deneme olanağını sağlar. Psikodrama temel etkinlik olarak insanın katı davranışlarının yumuşak, esnek duruma gelmesine, özgür ve spontan olmasına, empati kurabilmesi ve sorumluluk alabilmesine olanak verir. Genel anlamı ile insanın sosyal beceri kazanmasına yardımcı olur. Grup olarak uygulanabileceği gibi bireysel uygulamalarda da etkilidir.
Kliniğimizde uygulanan Psikoterapi Yöntemleri; Bireysel psikoterapi(Bilişsel-davranışçı Psikoterapi), Aile ve Çift Terapisi, Oyun Terapisi.
RANDEVU ALMAK İSTİYORUM