-
Dr. Fethi TURAN
PSİKİYATRİ PSİKOTERAPİ
YAŞLILIKTA DEPRESYON NEDİR?
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
İnsanlar üzülebilir yada sevinebilir.. Duygularımız yaşamın doğal bir parçasıdır. Ancak, hüzün , üzüntü, karamsarlık ve hayattan keyif almada azalma ve sıkıntı hali devamlılık gösterir, günlük yaşamı kötü etkilemeye başlarsa bu bir “Depresyon Hastalığı” olabilir. Depresyon Hastalığı gençler gibi yaşlılarda da olabilir. Yaşlılar da gençler gibi neşeli, konuşkan, keyifli olmalıdırlar.
Yaşlanınca, içine çekilmek, üzülüp ağlamak, çabuk duygulanmak ve alınganlaşmak, insanlardan uzaklaşıp, az konuşur hale gelmek , uykusuz geceler geçirmek, sıkıntılı olmak, unutkanlaşmak yaşlanmanın doğal bir sonucu değildir. Bu durum “depresyon hastalığı” ile ilgili olabilir. Bu hastalığın da tedavisi tıpkı yüksek tansiyon, yada zatürre gibi mümkündür.
Tedavi edilmeyen depresyon:
Başka ek hastalık belirtilerinin daha da kötüleşmesine( şeker yada yüksek tansiyon..)
Hastanın ve ailenin yaşam kalitesinin düşmesine,
Aile içinde gerginliklere ve ilişki bozulmalarına,
Beklenenden erken ölümlere
İntihar yada başka üzücü olayla sonuçlanmalara yol açabilir.
Doğru tanımlanıp, tedavi edilen depresyon hastalarının %80’i ise iyileşip eski normal yaşantılarına devam edebilirler.
Depresyon belirtilerini bilmek gerek..
Devamlı üzüntülü kederli ve moralsiz olma hali (iki hafta veya daha uzun süreli)
Hevessizlik ve aşırı isteksizlik
Eskiden zevk aldığı işlevlerin artık zevk vermemesi
Düşüncelerde yavaşlama ve karasızlıkların artması
Parasal ve sağlık sorunlarında yersiz aşırı endişeler
Sık ağlamalar ve aşırı duygulanmalar
Kendini ümitsiz ve çaresiz hissetmeler
Gelecekten beklentisinin kaybolması
Kilo değişiklikleri( verme yada aşırı alma)
Yerinde duramama ve huzursuzluk
Uyku bozukluğu ( azalması yada aşırı yatma)
Tıbbi tedavilerine uymama ve ölme isteği
Doktorların bir neden bulamadığı çeşitli fiziksel yakınmalar. ( ağrılar, uyuşmalar, gaz ve geğirti,halsizlik…)
Depresyonun en önemli sonucu kişinin kendini normal sosyal aktivitelerden ve yaşamdan çekmesidir. Depresyonlu kişi bu “kendimi iyi hissetmiyorum” veya “ halim yok” gibi bahaneler getirirler. Aynı nedenlerle, dış görünüşlerini ihmal etmeye, yıkanma beslenme, veya gerekli ilaç kullanımını ihmal etmeğe başlar. Depresyonun da tıpkı diğer hastalıklar gibi değişik tipleri ve dereceleri vardır. Herhangi bir üzüntüsü yok gibi görünen yaşlılarda, uyku bozukluğu, kilo kaybı ya da sebepsiz fiziksel yakınmalar gibi belirtiler gösterebilir. Bu kişide klinik depresyon hastalığı başlamışta olabilir veya aynı bulgular başka bir önemli hastalığın belirtileri olabilir. Bu konuda doğru tanıyı sadece ve sadece bir doktor koyabilir.
Yinede hayattaki değişiklikler depresyon hastalığını etkileyebilir….
Depresyonun gelişmesinde birçok dış faktörün katkısı da olabilir. Bir yakının ölümü,eşin ölümü emeklilik, alıştığı yerden taşınma maddi zorluk, fiziksel yaşam şartlarının zorluğu gibi durumlarda depresyonun tetikleyicisi olarak tanımlarlar. Ölümden sonra normal bir yas veya üzüntü gittikçe uzayan, yoğun bir üzüntüye yol açan ve tıbbi bir müdahale gerektiren duruma dönüşebilir. Bir hayat arkadaşının ya da eşinin ölümü genelde ileri yaşlarda görülen bir olaydır. Böylesine bir kaybın ardından yas tutmak normaldir. Ancak bu üzüntü uzadıkça uzar, ya da aşağıdaki belirtilerden birini de kapsarsa depresyona dönüşebilir:
yakının ölümünden doğan suçluluk duygusu
kişinin kendi ölümünü düşünmesi
kendini değersiz hissetmesi
her zamanki düzeyinde iş görememesi
uyku bozukluğu
kilo kaybı
Bunama hastalıkları başta da Alzheimer hastalığı olmak üzere,
kanser
Guatr bezinin az çalışması
Parkinson hastalığı
Kalp hastalıkları
Karaciğer ve böbrek yetmezlikleri
Yüksek tansiyon
İnme
Beyin tümörleri
Kronik ağrılı hastalıklar, Romatizma gibi
Şeker hastalığı
Depresyonlu bir hastaya sorulması uygun ve önemli sorular şunlardır:
Yaşamın kendisi için artık bir seçenek olmadığını mı düşünüyor?
Kendisine zarar verme düşünceleri oldu mu?
Hayatına son vermeyi planlıyor mu?
Depresyonlu kişilerin çoğu aslında ilgi, himaye ve desteği isterler, ancak korkarlar ve yardıma karşı koyabilirler. İntihara yatkın bir yaşlı kişinin yakınları ve arkadaşları anlayışlı sabırlı olmalı ve mutlaka konuyu önemseyip kişiyi doktora götürmellidirler. Evdeki ilaçları ve silahları ortadan kaldırmak, kendine zarar verebileceği şekilde onu yalnız bırakmamak , doktorları veya psikiyatristi ile yakın işbirliği içinde tedaviye uymasına yardımcı olmak, gerekirse hastanede yatarak tedavisine destek olmalıdırlar
Psikoterapi ( belirli aralıklarla uygulanan konuşma tedavisi)
Antidepresan ilaçlar
şok tedavisi (elektrokonvulsif terapi)
Psikoterapi; depresyonun tedavisinde ilaçla beraber ya da ilaçsız olarak önemli bir rol oynar. Bu tür tedavi genelde hafifle orta depresyon vakalarında tek olarak kullanılır. Kısa dönemli tedavinin (10-20 hafta) birçok türünün etkili olduğu kanıtlanmıştır. Genellikle haftada bir yapılan 45 dakikalık görüşmeler şeklindedir. Tek tek yada bir grup kişi ile beraber olabilir. Depresyonlu hastanın kendisine yakın ve yaşlılar konusunda deneyimli bir terapist bulması önemlidir.
Antidepresan ilaçlar; beyindeki maddelerin seviyesini değiştirerek etki ederler. Etki etmeleri için 2-3 hafta beklemek gerekebilir. Mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır Antidepresan ilaçların genelde 6 ayla 1 yıl arası kullanılması gerekmektedir. Beklenen, ilacın kullanımından 4 ile 12 hafta sonrası net sonuçların görülmesidir. Bu süre sonunda gerileme yoksa hasta doktoruna danışmalıdır. Antidepresan ilaçlar alışkanlık veya bağımlılık yapıcı değildir.Uyuşturucu değildir. Depresyon tekrarlayan bir rahatsızlık olduğundan, yeni bir depresyon atağını önlemek için genelde iyileşmeden sonraki 6 ay daha ilaca devam etmek gerekebilir. Dozu atlamak veya belirtilenden fazla almak ilacın etkisini tehlikeye sokmaktadır. Benzer olarak, ilacı erken kesmek de depresyonun tekrar ortaya çıkmasıyla sonuçlanmaktadır. Hatta, tedavi olduktan sonraki dörtle altı ay içinde ilacı kesen hastaların çoğunda depresyon nüks etmektedir.
Antidepresan ilaçları mutlaka psikiyatristlerle konuşarak ,onların seçtiği şekilde almanız gerekir. İstenmeyen bir yan etki gördüğünüzde yine doktorunuza danışarak ilaçları kesiniz.
Elektrokonvulsif terapi (Şok tedavisi) insanlarda gereksiz yere korku uyandıran bir tedavi yöntemidir. Gerçekte, ileri derecede depresyonun tedavisi için en emin, en hızlı, ve etkili yöntemlerden biridir. Hayat kurtarıcı olabilir. EKT genelde antidepresan ilaçlara cevap vermeyen veya ilaca toleransı olmayan hayati tehlikedeki hastalar için en iyi seçimdir.
Hastanın depresyonunu tedavi için en iyi yöntemi , iyi bir değerlendirmeden sonra doktoru belirleyebilir. Depresyonun tedavisi hem hasta hem de doktor açısından sabır ve sebat gerektirmektedir. Bazen, tam bir iyileşmeden önce birkaç değişik tedavi yöntemi uygulanmalıdır.