STRESLE NASIL BAŞ EDİLİR?
STRES NEDİR?
Stres; gerilim,uyarılma,baskı anlamına gelir.Hayatta kalabilmek için gerilim ve dengenin birbirini takip ettiği yaşam döngüsüne ihtiyaç duyarız. Yaşamın devam edebilmesi için tahammül edilebilir biçimde gerilime ihtiyacımız vardır. Yine yaşamın sürmesi için gerilimin azaldığı sakinlik durumlarına . Bütün amacımız gerilim ve sakinliğin arasında denge durumunu yaratabilmektir. Sakinlik ve gerilim arasındaki denge bozulduğunda artık işler yolunda gitmemeye başlar. Sorun yaratan budur. Sıklıkla gerilime maruz kalmak,rahatlayamamak olumsuzluk yaratır.
STRES YARATAN ETKENLER NELERDİR?
Kişinin denge durumunu bozan her şey stres kaynağı olabilir.Strese yol açan etmenler kişilere göre değişir.Günlük yaşamda strese sebep olan pek çok etkenle yüz yüze geliriz.Hepsi için stres yapıyor diyemeyiz. Gerilim,stres yaratan durumun ortaya çıkması için kişinin, uyaranla baş etme gücünün zorlanması, aşılması gerekir. Belli bir zaman diliminde rahatlıkla baş edilen stres kaynakları bir zaman sonra sorun oluşturabilir.örneğin;trafikteki sıkışıklık uzun bir süre bizde sıkıntı yaratmayabilir.Ya da işyerindeki iş ilişkileri, yer değişikliği,maddi beklentilerin gerçekleşmemesi,havanın yağmurlu olması,işe geç kalma vb Zaman içinde tahammül etme,sorun çözme gücümüz,inançlarımız,beklentilerimiz değişebilir.
STRES HAKKINDA YANLIŞ BİLİNEN BİR GERÇEK:
Pek çok kişi işsizlik,maddi sorunlar,iş ev okul değişikliği, boşanma gibi hayat olaylarının stres faktörü olduğunu düşünür.Ancak araştırmaların gösterdiği gerçek farklı.Günlük yaşamdaki küçük görülen olaylara,durumlara olumsuz yaklaşımın daha kalıcı ve sinsi strese sebep olduğu yönünde.Uzun vadeli yıkıcı etkilerinin daha çok olduğu ortaya çıkarıldı.Mevcut ,küçük görülen yaşam olaylarını olumsuz ele alış biçimimiz ,enerjimizi,umudumuzu,baş etme kapasitemizi adeta kemiriyor. Önemli değişim, karar anlarında baş etmemizi güçleştiriyor. Rahatlıkla çözebileceğimiz sorunlar zihnimizde öylesine büyüyor ki, altında ezildiğimizi ,yetersiz kaldığımızı düşünmeye başlıyoruz.
STRESLE ETKİLİ VE ETKİSİZ BAŞA ÇIKMA YOLLARI VAR MI?
Günlük yaşamda, kısa vadede işe yarıyor gibi görünen başa çıkışlar var. Kısa vadede kişide rahatlama duygusu yaratabiliyor.
Stresle başa çıkmak için en sık kullanılan yöntemlerden biri SUÇLAMA. Duruma göre, en yakın çevremizden, en uzak çevreye ,yöneticilere ,ekonomik şartlara,geçmişe yönelik suçlamalar.
Evde eşimizi,çocukları ,komşumuzu ,anne babamızı suçlarız. Onlar öyle yapmasaydı, sanki biz strese girmeyecektik. Yöneticiler iyi olsaydı, işyerinde strese maruz kalmayacaktık. Trafiktekiler düzgün araç kullansalar sıkıntı yaşamayacaktık.Çekler vaktinde ödense,faturalar böyle gelmese,kızımız hastalanmasa….. her şey yolunda gidecekti.
İkinci başa çıkış tarzı ise KAÇINMADIR. Stres yaratan durumu görmezden gelerek belli bir süre kendimizi rahatlatabiliriz.Bu erteleme biçiminde de ortaya çıkar. İşyerinde aldığımız bir sorumluluğu gözümüzde büyütüp ,kendimizce kaçış yollarına saparız. Erteleriz. Unuturuz. Savsaklarız. Zamanı verimli kullanmayız. Sonra bir anda alınan sorumluluk ciddi bir stres kaynağı haline gelir.
Stresle başa çıkmada yaygın kullanılan başka bir yöntem de İNKAR ETME’dir.Sorunu bilmeye ,anlamaya çalışmak yerine yok sayarız.Ekonomik durumu gerçekçi ele almak yerine ‘benim böyle bir derdim yok’ diyerek eskisi gibi harcamaya çalışabiliriz. Herhangi bir sağlık sorununda hekime gitmek yerine ben de bir şey yok deyip geçiştiririz. Evlilik,ilişki sorunumuz vardır. Ama yardım almayı kabul etmeyiz. Görmezden geldiğimiz durum büyür. Sonra sanki ansızın ortaya çıkmış gibi görürüz. Öfke kontrolüyle ilgili sıkıntısı olan biri sorunu inkar ede ede en sonunda öyle bir kontrolsüzlüğe düşer ki, adam yaralamaktan hapse düşer. Ya da trafikte öfkesini kontrol edemeyip ,kışkırtıcı davranıp karşı tarafın saldırısına maruz kalabilir.
YAKINARAK STRESLE BAŞ EDEBİLİRMİYİZ?
YAKINMA davranışı da işe yaramayan baş etme tarzlarından biri.Başımıza gelen şeyler hakkında sürekli olarak yakınabiliriz.Bu da geçici rahatlama sağlar.Uzun vadede sorunu çözmeyi engeller.Üstüne üstlük kişinin enerjisini, umudunu tüketir.Kişi strese alışır,boyun eğer.Kader olarak görülür.Özellikle kadınlarda çok sık rastlanan bir davranıştır.
Stresle başa çıkmada kullanılan başka bir alışkanlık ta,stres karşısında hiç tepki göstermeyip ,yaşanan sıkıntıyı içe atmak,içte tutmaktır.içimizde biriktirdiklerimizi,dayanamayacağımız boyuta gelinceye kadar tutarız.dayanma sınırlarımızı zorlarız.Sonra herhangi bir olay içte tutulanın aniden ortaya çıkmasına sebep olur.Böyle ortaya çıkan tepki genellikle uygunsuzdur.Yeni sorunlara sebep olur.Haklıyken haksız konumuna düşülür.Sorunu çözmeye hizmet etmez.
Yaygın olarak kullanılan bir başka stresle başa çıkma tarzı da aşırı tepki göstermedir.Küçücük hayal kırıklıklarının dert edilmesi,küçük beklentilerin karşılanmaması abartılır.Her zaman öyleymiş gibi ele alınır.başkalarına yönelik öfke ,sinirlilik,kırıcı olma davranışları artar.Yeni stres kaynakları yaratılmış olur.
STRESLE ALKOL, MADDE ,SİGARA VB KULLANARAK BAŞ EDİLEBİLİR Mİ?
Bunlar da geçici bir rahatlama duygusu yaratabilir.Asıl işlevi ise, gerilimden kaçınma,gevşeme yanılsamasını yaratmasıdır. Geçici bir süre unutmayı sağlar. Gerilim nedeni ortada kalır.
STRESLE ŞİDDETE,GÜCE BAŞVURARAK BAŞ EDİLEBİLİR Mİ?
Özellikle erkeklerin, bazen anne babaların , çaresiz kaldıklarında uyguladıkları işe yaramayan başa çıkışlardan biridir.Geçici rahatlama sağlar.Kavga,şiddet ile stres yaratan bir konuşmaya nokta konabilir.Bir ilişki bitirilmek istenebilir.
STRESLE BAŞA ÇIKMADA OLUMSUZ DAVRANIŞLAR STRESİ ARTIRIYOR MU?
Evet. Kısa vadede cazip ,kolay görünse de uzun vadede sorun çözülmeden kalmış oluyor. Gittikçe büyüyor. Ya da bizim gözümüzde büyümeye başlıyor.Vaktinde önlem alınabilecek bir durum,tehdit için önlem alınmamış oluyor. Son günlerde ekonomik krizle baş etmede, olumsuz başa çıkışların kötü sonuçlarını görüyoruz. Sadece suçlamakla yetinen bir işadamı, ekonomik durumla ilgili gerçekçi bir değerlendirme yapamıyor.Esneklik gösteremiyor.Öfke ve suçlama ile hareket edip, öfkesini kontrol edemeyip saldırganlıkla çözmeye çalışıyor. İşlerinin başında olması gereken bir dönemde bir bakıyoruz kişi ,saldırganlıktan cezaevide.
Sürekli başkalarını suçlayan,kızan bir sürücüyü düşünün.Zihinsel enerjisinin çoğunu kızmak,suçlama,küfretmek için kullanan birinin dikkati azalır.Stresi hat safhadadır. Böyle bir durumda kaza yapma,maddi ,fiziksel ,ruhsal zarar görme ihtimali çok yüksektir.Herhangi maddi zararlı bir kaza bile ekonomik sıkıntının yoğun olduğu bugünlerde kendi yarattığımız yeni stres kaynağıdır. Kazanın sağlıkla ilgili sonuçları ise; en iyi ihtimalle suçluluk duygusu ve yeni korkulardır.
Suçlama, yakınma, inkar davranışları, stres kaynağı ile baş ederken kendimizi savunmasız bırakmaktadır.Kişisel,sosyal,maddi kaynaklarımızı, deneyimlerimizi seferber etmemizi engeller. Sonuç, böyle bir durumda nasıl olabilir? Kazanan mı ? Kaybeden mi oluruz?
STRES YARATAN DURUMLARLA ETKİLİ BAŞA ÇIKIŞ NASIL OLABİLİR?
Hepimizin yaşam deneyimleri arasında etkili başa çıkma deneyimleri vardır.Ancak, gerilimin yoğun olduğu dönemlerde, olumlu deneyimleri hatırlamayız.Etkiye tepki anlayışıyla düşünmeden en çok alıştığımız başa çıkma kalıplarını kullanırız.Bazen ,sonradan hata yaptığımızı fark ettiğimiz olur.Pişmanlık,keşke vb yaşarız.
TEPKİSEL-ÖFKEYLE HAREKET ETMEKTEN UZAK DURMALIYIZ.
Böyle anlardaki düşünme biçimimiz genellikle dardır.Seçenekleri gözden geçiremeyiz.Kendimizi ‘ya öyle ya da böyle olmalı ‘ türünde kısır döngülere hapsederiz. Sakinleşmek için kendimize zaman tanımalıyız. Öfke,gerilim yaratan durumla aramıza kısa da olsa bir zaman dilimi sokabiliriz.Yani mola verebiliriz.
STRES KAYNAGINA OLUMLU TEPKİ VERİP,SORUN ÇÖZÜCÜ ESKİ TUTUMLARIMIZI HATIRLAYABİLİRİZ.
Ben böyle bir sorunla daha önce nasıl baş etmiştim? Neler işime yaramıştı? Neler kötü sonuç doğurdu? Hangilerini şimdi kullanabilirim.? Bu yaklaşım bizi’ sıkışmışlık duygusundan’ kurtarır.Cesaret verir.Baş edebileceğimize inancımız artar.Örneğin son dönemdeki kriz ortamında. Daha önceki ekonomik krizlerle nasıl baş ettik? Epeyce deneyime sahibiz aslında. Onlar bitti sonunda. Bu da bitecek? Hangi tutumlar hayatta kalmayı sağlamıştı?
STRESLE BAŞ ETMEDE KİŞİSEL SINIRLARIMIZI ÇİZMEK İŞE YARAR MI?
Evet .İş,ev,sosyal yaşamda neyden, nereye kadar sorumlu olduğumuzu bilmek ve bildirmek stres kaynaklarını sınırlar.Genelde gördüğümüz ise kişisel sorumluluk alanlarının çizilmediği yönünde.Aşırı yüklenmeler var.Evin,işyerinin,ilişkinin bütün sorumluluğunu üstüne alan kişi ister istemez bir süre sonra taşıyamaz hale gelir.Tükenmişlik dediğimiz bir durum ortaya çıkar.En basit bir sorunda bile parlamaya başlanır.Yakınmalar,suçlamalar ortaya çıkar.
NEYİ DEĞİŞTİRİP NEYİ DEĞİŞTİREMEYECEĞİMİZİ BİLMEMİZ GEREKİR.
Çin Atasözü var:’Tanrım bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirme gücü ,değiştiremeyeceklerimi de kabullenme cesareti ver’ Yakındığımız pek çok şeyin değişimi bize bağlı değildir. En büyük stres kaynağı olarak görülen ekonomik krizi ele alalım. Krizi ve etkilerini engelleyemeyiz. Sadece, bu yeni durumda bizi hayatta tutacak önlemleri alabiliriz.Yeni duruma uyum yapmaktan,kendimizde ,yaşantımızda değişiklikler yapmak dışında çok seçenek yok.
YAŞAMDAKİ DEĞİŞİKLİKLERE KAYIP DEĞİLDE KAZANÇ OLASILIĞI OLARAK YAKLAŞMAK .
Her yeni durum bizi değişiklik için enerji sarf etmeye zorlar. Eskisi gibi kalmanın imkansız olduğu durumlar vardır. Evlilik, iş değişikliği, boşanma, ölümler, kazalar, mekan değişiklikleri vb. sadece kaybetmeye odaklanmış bir bakış açısıyla kaybetmeye,aşırı strese mahkum kalırız. Oysa hepimiz biliriz ki değişimler bir çok kez bizi kazançlı kılmıştır.Her yeni duruma yeni bir fırsat gözüyle de bakabiliriz.Ekonomik kriz dönemlerini bir fırsat olarak görüp,ayakta kalmak bir yana, atılım yapanlarda var.
STRESLE BAŞ ETMEDE HANGİ KİŞİSEL KAYNAKLAR İŞE YARAR?
Kaynak deyince ,insanların aklına maddi kaynaklar geliyor.Strese yönelik en iyi kaynak ,sorun çözme yeteneğimizdir.Duygularımızı kontrol etme becerimizdir. Kişisel deneyimlerimizdir. Yeni durumlardan öğrenme,düşünme,eski yaşantılardan ders çıkarma becerilerimizdir.Kendi yetenek,beklenti ,duygularımızı,davranış tarzımızı tanımaktır. Bedenimizi, nerde, nasıl yorulduğumuzu ,bize nelerin iyi geldiğini,nasıl rahatladığımızı bilmek önemlidir.
STRESLE ETKİLİ BAŞ ETMEK, KENDİMİZİ TANIMAKTAN MI GEÇİYOR?
Stresi yaratan olaylar değildir.Olaya,duruma nasıl anlam verdiğimizle ilgilidir. Olaya anlam verme ise tamamen kişiseldir. Olaylara olumlu yada olumsuz anlam verdiğini bazen kişinin kendisi bile fark etmez.Çocukluktan itibaren edindiğimiz ,derleyip toparladığımız bilgi kalıpları vardır.Otomatik tepkiler üretmemize sebep olur.Hareket ,düşünme kalıplarını fark etmeden değişim zordur.İnsanlar bu güne kadar farklı bir davranış ve düşünme biçimiyle karşılaşmamış olabilir.Nasıl farklı davranılacağını bilmiyor olabilir.Değişime,farklı başa çıkmayı öğrenmeye engel inançları olabilir.Pek çok insan hala psikolojik destek alma konusunda kendini engeller.Psikolojik destek almak zayıflık,yetersizlik olarak görülür.Psikiyatriste,psikologa,ilaç kullanmaya,terapi ,danışmanlık hizmeti almaya sıcak bakmaz.Kendini söz konusu destek kaynaklarından yoksun bırakır.Depresyon nedeniyle bunalımda olan biri ,ilaç,terapi desteği almak yerine alkole başvurur.Eşine, çocuğuna şiddet uygular.Sonuçta,evliliği bozulabilir.Depresyondaki dikkat dağınıklığı,enerjisizlik nedeniyle işinde hatalar yapar.İşten çıkarılır.Halbuki destek alsa, söz konusu sorunlar daha az bedelle çözülecek.Stres etkenlerini kişi kontrol altına almış olacak.
STRESLE ETKİLİ BAŞ ETMEK ÖĞRENİLEN BİR ŞEY Mİ?
Psikolojik destek , terapi gibi alanlarda eğitim almış uzmanlarla kendi baş etme tarzımızı öğrenebiliriz.Daha sonra hangilerini devam ettirip hangilerini değiştireceğimize karar verebiliriz.Önce kendimizi tanımak gerek.Bizim davranışlarımızı yaratan düşüncelerin bildiğimiz kısmı , buzdağının görünen kısmıdır.Rehberlik eden bir uzmanın yardımıyla buzdağının altında olanları görebiliriz.
Siz de kendi baş etme tarzınızı gözden geçirin.Sonuçlar nasıl oluyor? Hangileri sıkıntı yaratıyor? Değiştirmek istedikleriniz için daha şimdiden destek alabilirsiniz.Unutmayalım;sorun içinden çıkılmaz hale geldiğinde ödenecek bedel hep fazladır.
STRES YÖNETİLEBİLİR Mİ? Kontrol edilebilir mi?
Stres her zaman olumsuz değildir. Kontrol altına alınan stres başarının olmazsa olmazlarındandır.Yaratma,yeni bir şeyleri ortaya çıkarma sürecinde de stres yaşanır.Doğum,evlilik gibi durumlarda da stres vardır.Stres yönetimi öğrenilebilir.Stresin yarattığı gerilim ve enerji arzu edilen yöne aktarılabilir.
STRES BAŞ AĞRISI GİBİ FİZİKSEL ŞİKAYETLER YAPAR MI?
Kısa süreli strese maruz kalmak; uykusuzluk, iştahsızlık, yorgunluk, sinirlilik, dikkat dağınıklığı gibi belirtilere yol açar.Genelde bu tür yakınmaların üzerinde durulmaz.Fark edilmez bile.Uzun süreli stresli yaşamın bedeli ağırdır.
En sık görülen belirtiler;
· Baş ağrısı,omuz,boyun bel ağrıları,
· Solunum sıkışması,kap çarpıntısı,yüksek tansiyon, mide barsak şikayetleri,
· Kabızlık,gaz problemi,adet düzensizlikleri,saç,cilt problemleri,
· Depresyon,kaygı bozuklukları,
STRES HAMİLE KADINLARI VE BEBEĞİNİ ETKİLER Mİ?
STRES CİNSEL İŞLEVİ/İSTEĞİ ETKİLER Mİ?
Belki de en fazla etkilenen cinsel iştah ve işlevlerimizdir. Stres,’ gerilim’ demek.Cinsellik ise gevşemeyi,rahatlığı,güven ilişkisini ister.Beden gevşemeden erkeklerde sertleşme ,kadınlarda vagenin ıslanması istenen düzeyde olmayabilir.İlişkiden zevk alma hissi kaybolabilir.Aşırı stres altındayken sex gibi işlevler ikinci plandadır biyolojik olarak.Aşırı stres canlının varlığına yönelmiş bir tehdit olarak algılanır beynimiz tarafından.
STRES İŞTAHLA İLGİLİ SORUNLARA YOL AÇAR MI?
Evet. Stresle baş etmede, bazı insanlar aşırı yiyerek ve kilo alarak baş ederler. Bazıları da iştahını kaydedip kilo verebilir. Özellikle kadınlarda gördüğümüz bir başa çıkma biçimi. Ergenlik döneminde de kızlarda aşırı yeme, ya da yemeyi kesme biçimlerinde ortaya çıkabilir.Sürekli olarak stresli birinin bir süre sonra yaşamaya dair iştahı da kalmaz.Gördüğü,tattığı,yaşadığı yaşamdan zevk alabilme yetisi kaybolabilir.Ağzının tadı kalmaz. Bunlar aynı zamanda depresyonun habercileridir.
STRES ÇOCUKLARDA DA OLABİLİR Mİ?
Çocuklar stres karşısında yetişkinlere göre daha savunmasızdır. Baş etme kaynakları daha sınırlıdır. Çok daha çabuk etkilenirler.
ÇOCUKLARDAKİ STRESİN NEDENLERİ NELERDİR?
En büyük stres kaynağı, anne baba arasındaki olumsuz ilişkilerdir.
-
· Okula başlama, okul başarısızlığı,
-
· Yeni bir kardeşin gelmesi,
-
· Yakınların kaybı,
-
· Yaralanma,hastalık,
-
· Yer ve okul değişiklikleri ,
-
· Ebeveynin boşanma aşamasında olması,
-
· Çocuğun sevilme,değerli ve kabul edilme,fiziksel,zihinsel gereksinimlerinin karşılanmaması,
-
· ihmal ,istismar,suistimal durumları…
ÇOCUKLUK ÇAĞINDAKİ STRES BELİRTİLERİ NELERDİR?
Çocuklar strese fazlaca maruz kalınca aşırı hareketlenir.Alınganlaşır.Küser.Sakinleştirilmeleri ,memnun edilmeleri zorlaşır.Oyuncak ve etkinliklere ilgileri kaybolur.Oyun bile oynayamaz hale gelirler.Korkuları artar.Yalnız yatmak istemezler.Tik,alt ıslatma,tırnak yeme,saldırganlık,öfke,ağlama nöbetleri gösterirler.
Okula gitmek istemez, arkadaş edinmeye karşı ilgisiz kalabilirler. En önemli gösterge ise öğrenme,dikkat,bellek sorunları ile kendini belli ederler.
STRESLE BAŞ ETMEDE SPOR,FİZİKSEL AKTİVİTE ETKİLİ MİDİR?
Evet. Normalde de bedenimizin gevşemeye,rahatlamaya,harekete ihtiyacı vardır. İhtiyaçların karşılanmaması da stresi artırır. Her zamankinden farklı bir şeyi yapmak iyi gelir?Olumsuzluk yaratan düşünce ve durumlarla araya bir şeyler koymak, kişiyi güçlendirir.baş etme kapasitesini artırır.Farklı bakış açılarını görme fırsatı ortaya çıkabilir.
Strese boğulmuş kişi için bazen bunları yapmak çok zor gelir.Yüzmenin,yürümenin,müzik vb dinlemenin yararlı olduğunu,yapması gerektiğini bilir.Hatta görev ve sorumluluk olarak ele alınır. Ama yapamaz.zaman ayıramaz.Enerji bulamaz. Bir yandan da,yapamadığı için kendini suçlamaya başlayabilir….meli,…malı ile biten düşünceler,karşılanmamış beklentiler yeni bir stres kaynağı olur.Yetersizlik ve çaresizlik duygularını artırabilir.
STRESLE İLGİLİ NE ZAMAN YARDIM ALINABİLİR?
-
Son günlerde hep olumsuzlukları görüyor ve düşünüyorsanız,
-
Kendinizi önceye göre daha sabırsız, tahammülsüz hissediyorsanız,
-
Olur olmaz yerde durumla çok da uygun olmayan abartılı tepkiler gösteriyorsanız,
-
Sıklıkla kendinizi sıkışıp kalmış, çaresiz hissediyorsanız,
-
Çok çabuk sinirleniyor ve sonra sakinleşemiyorsanız,
-
Daha önceden rahatlıkla yürüttüğünüz etkinlikleri yapmakta zorlanıyorsanız,
-
Kendinizi sıklıkla bedensel ve ruhsal olarak yorgun hissediyorsanız,
-
Sorumluluklarınız dışındaki, zevk alabileceğiniz etkinliklere karşı artık ilgi duymuyor, zaman ayıramıyorsanız,
-
Eskiden sevdiğiniz etkinlikler artık anlamsız geliyorsa,
-
Uyku alışkanlıklarınız değiştiyse,
-
İlişkilerinizde gerginlikler artıyorsa,
-
İştahınız normaldekine göre arttı ya da azaldı, ağzınızın tadı yoksa,
-
Son dönemlerde, işe geç kalma,gitmek istememe,unutkanlık ve kazalarda artış varsa,
-
Son dönemlerde yanlış kararlar verdiğinizi düşünüyorsanız,
-
Genel olarak motivasyonunuz azaldıysa,
-
Kendi kabuğunuza çekilmeyi çok sık ister olduysanız,
BEDENSEL OLARAK;
-
Zaman zaman uyuşma, karıncalanma hissediyorsanız,
-
Sıcak, ateş basmaları, halsizlik, titreme,
-
Baş ağrısı, baş dönmesi , sersemlik hisleri,
-
Midede hazımsızlık, gaz, kabızlık gibi sindirim sistemi yakınmalarında artma,
-
Kalp çarpıntısı, boğazda sıkılma hissi, nefes alıp verme de sıkıntılar,
Eğer , yukarda belirtilenlerin bazılarının son dönemde kendinizde sıklıkla olduğunu düşünüyorsanız, ciddi anlamda stres yaşıyorsunuz demektir.
Belli bir düzeydeki stres bizi, performansımızın en üst noktasına çıkarabilir.Aşırı stres ise bizi iş yapamaz hale getirir.Kendi stres düzeyinizi gözden geçirebilirsiniz.Kendinizi stresle etkili başa çıkmak için eğitebilirsiniz.